İstanbul 23°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • Asıl sorun 50 artı 1

  • Yabancı sermaye dedikoduları

  • Kazanırken kaybetmek

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

detail banner reklam

Asıl sorun 50 artı 1

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Mayıs 14, 2025

Yazı İçeriği

  • Asıl sorun 50 artı 1

  • Yabancı sermaye dedikoduları

  • Kazanırken kaybetmek

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Yabancı sermaye dedikoduları

Bütün bu yapılanların, PKK’nın Kandil kadrosunun terör örgütünün namlı üyelerinin fotoğrafları önünde Türkiye’ye “barış bahşetmesinin”, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası kabulünün belgesi sayılan Lozan Anlaşması’nı yok sayarak Cumhuriyet’i kurulmamış gibi kabul ettiğini açıklamasının, Marksist bir terör örgütünün sözde milliyetçi Bahçeli tarafından alkışlanmasının, kapalı kapılar ardında ne olduğunu hiç bilmediğimiz gizli pazarlıklarla ülkenin geleceğinin teröristlerle birlikte şekillendirilmesinin tek bir amacı var, biliyorsunuz değil mi!

Anayasa’yı değiştirebilmek ve en azından bir dönem daha iktidarda kalabilmek…

Marksist terör örgütü PKK’nın açıklamasının hemen ardından, birkaç saat içinde Saray’daki Marksist danışman Mehmet Uçum’un Anayasa değişikliği açıklaması yapması boşuna değil.

TBMM’ye getirilmediği müddetçe “kirli” olduğuna inanacağımız pazarlığın iktidarı ilgilendiren bölümünün bu olduğunu böylelikle anlamış oluyoruz.

Herkes yeni Anayasa ile 3. dönemini sürmekte olan Erdoğan’a en az bir dönem daha cumhurbaşkanlığı yolunun açılabilmesi için bu Anayasa değişikliğine ihtiyaç duyulduğu inancında.

Cumhurbaşkanı sıfatının “başkan” olarak değiştirilmesinin bile bir dönem daha başkanlık yolunu açacağını söyleyenler var.

Çocukça bir yaklaşım.

AKP’nin ve YSK’nın geçmiş içtihatlarına bakıldığında Anayasa değişikliğinin Erdoğan’ın Anayasa kronometresini sıfırladığını görüyoruz.

Yeni bir Anayasa, yeniden iki dönem ya da belki de sınırlamayı kaldıracak bir Anayasa’da sonsuz kere aday olabilme hakkı verecektir Erdoğan’a.

Ancak görünen o ki, bu bile AKP’yi ve AKP Genel Başkanı’nı bir kez daha iktidara taşımaya yetmez, yetmiyor.

Erdoğan’ın artık 50 artı 1 şartı olan bir seçimi kazanması imkan dahilinde değil.

Tüm anketler gösteriyor ki, seçime girebilmesi halinde bile Erdoğan ne ilk turda, ne de 2. turda yüzde 50’lik oy oranına ulaşabiliyor. 

Erdoğan’ın bugün çıkabildiği en yüksek nokta yüzde 38 civarını geçmiyor.

Olası rakiplerinden en az 4 puan geride kalıyor.

Bu yüzden de Anayasa değişikliğindeki en önemli hedef, 50 artı 1 şartını kaldırmak.

Tek turlu ve 50 artı 1 şartı olmayan bir seçimde şansı olabileceğini düşünüyor.

AKP lideri şunu da biliyor.

Bu saatten sonra HDP oyları Başkanlık seçiminde kendisine gelmez.

Ama eğer çok adaylı bir seçim ortamına gidilirse…

CHP adayının yanına DEM ayrı bir aday, İYİ Parti ayrı bir aday, Zafer Partisi ayrı bir aday hatta Anahtar Parti ayrı bir aday ve Yeniden Refah ayrı bir aday çıkarırsa yüzde 34-35 civarı bir oyla yeniden “Başkan” seçilebileceğini umuyor.

Bu nedenle de yeni Anayasa’nın asıl hedefi, artık başlarına iyiden iyiye bela olan 50 artı 1’den kurtulmak ve yeni bir şans yaratabilmek.

Ama bence buna da çok güvenmesin.

Hâlâ Boğaziçi Üniversitesi’nde “ilkelliğe” karşı çıkan 21. yüzyıl gençlerini dövdürmeye, içeri attırmaya devam ettiği müddetçe, yasal haklarını kullanmayı artık öğrenen çocukları tehditle, sopayla yola getirebileceğini zannettikçe, ana babalarının bile kendilerine sürekli karışmasına tahammül edemeyen gençlere ne yapacakları konusunda sürekli talimat verdikçe ve üstüne üstlük bu çocukların geleceklerini liyakatsiz atamalar ve partizanlıkla karartmaya devam ettikçe Anayasa değişikliği bile yetmez.

Sonuçta burası ne Sovyet baskısından yeni kurtulmuş bir Orta Asya Cumhuriyeti, ne de bir Ortadoğu Baas rejimi.

Herkes hatırlamalı ki, bu ülkede siyasete en güzel veda sandıkta kaybetmekle olur.

Hem ülke için hem veda eden için.

Geçen hafta Youtube’da önce sabah programlarında ben, sonra da Icrypex için hazırladığımız Cumartesi sohbetinde Ali Babacan, “Hukukun bu durumda olduğu bir ülkeye yabancı sermaye, yabancı yatırımcı gelmez” dedik.

Hem de iddialı bir şekilde.

Farklı kaynaklara dayansak da aldığımız tüm bilgiler bunu gösteriyordu.

Birkaç gün sonra telefonum çaldı.

Arayan Ankara’da ekonomi çevrelerine yakın, zaman zaman Körfez sermayesinin Ankara’daki işlerini de takip eden uluslararası bağlantıları güçlü bir tanıdıktı.

“Abi, Ali Bey ile programı dinledim. Biraz fazla iddialı konuşmuşsunuz” dedi.

Hangi açıdan diye sordum.

“Yabancı sermaye konusunda” dedi.

“Yine Körfez’den bir para gelecek mi diyeceksin” dedim gülerek.

“Yok abi, Körfez’den bir para geleceği falan yok. Körfez’den Türkiye’ye gelecek tek şey, rüzgarla gelecek çöl kumu olur. Türkiye’nin adını bile anmak istemiyorlar ama Trump, dostu Bin Selman’a ‘Türkiye’ye biraz yatırım attırıverin’ derse onu bilemem. Bildiğim, bugünkü haliyle kapik gelmez Körfez’den. Görünene bakma Körfez ile ilişkiler hiç iyi değil” dedi.

“Peki o zaman nereden gelecek para” dedim.

“Benim içinde olduğum bir iş değil ama Ankara’da yabancı sermayenin Türkiye’de iki büyük alım yapma arzusundan bahsediliyor” diye fısıldadı.

Meraklandım.

Anlattı:

“Bunlardan ilki, İstanbul Havalimanı ile ilgili. Senin Yeni Atatürk Havalimanı dediğin terminal. Ankara’da konuşulduğu kadarı ile burası ile bir yabancı yatırımcı ilgileniyor. Öğrenebildiğim kadarı ile bir havalimanı işletmecisi değil, yatırım fonu. 12 milyar dolar ila 15 milyar dolar arası bir değerleme üzerinden buraya talip olduklarını duydum. Tabii ki Cumhurbaşkanımızın onayı olmadan Kalyon’un burayı satması mümkün değil. Biliyorsundur orada ortaklar arasında sürekli bir anlaşmazlık var. Cumhurbaşkanı izin verirse satılır diye konuşuluyor. Sonuçta garanti gelirli sağlam iş.” dedi.

“Diğeri” dedim.

“Abi, o biraz mayınlı arazi.” dedi.

Israrım üzerine anlattı.

“Cumhurbaşkanı’na yakın bir savunma sanayi şirketi. Adını vermeyeyim. Sen tahmin et. Bu şirket bayağı iştah kabartan bir şirket. Yine bir Amerikalı bir fondan söz ediliyor. Bu şirketi 3-4 milyar dolarlık bir değer üzerinden en az yarısını satın almak istiyorlarmış. Ama daha cazip tarafı, bu şirketi ABD ve Avrupa pazarlarında da büyütecek ve üretimini dünyaya yayacak 25 milyar dolarlık bir yatırım da satın alma teklifinin içindeymiş. Biliyorsun bu paralar savunma sanayi için küçük paralar ama Türkiye için önemli paralar” dedi.

“İlki olabilir ama bu ikinci bana pek makul gelmedi” dedim.

“Bana gelen bilgi, ikisinin de Tayyip Bey’in onayına bağlı olduğu. İkinciye onay vereceğini ben de zannetmiyorum ama 2026 sonunu kadar 60 milyar dolarlık bir hakiki yabancı sermaye sokmak istediklerini biliyorum. O yüzden de iddialı olma diyorum” dedi.

Ben de bir Ankara dedikodusu olarak sizinle paylaşıyorum.

Kazanırken kaybetmek

Eski Moskova Büyükelçimiz, Türk Keneşi’nin kurucu genel sekreteri, emekli büyükelçi Halil Akıncı kısa bir mesaj yollamış. 

Ben de aktarmak istedim:

"1897 Türk-Yunan Harbi’ni kazandık, Girit’e özerklik verdik. PKK ile savaşı 2002’de kazanmıştık, şimdi de kalmayan başka örgütlere dağılmış PKK’ya taviz veriyoruz. Kazanmak bize iyi gelmiyor! Ne verdiğimizi de henüz bilmiyoruz!”

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Benden sonra tufan diye ülke yönetmediğimiz zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Heisenberg'in bilime katkıları neler? görseli
4 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile Bilim EkstraHeisenberg'in bilime katkıları neler?Merhaba! Artık "Bilim Ekstra" programımızda çok özel bir konuğumuz var: Prof. Dr. Emre Onur Kahya! Prof. Dr. Kahya, bizimle fizik ve yapay zeka alanlarındaki bilgisini paylaşacak. Fizik dünyasının gizemlerine inerken aynı zamanda yapay zeka ile ilgili son gelişmeleri keşfedeceğiz. Hem temel kavramlar hem de son teknolojiler hakkında bilgi sahibi olacak ve geleceğin bilimine bir adım daha yaklaşacağız. Bu özel programda, Einstein'dan Newton'a, Schrödinger'den Feynman'a kadar fizik tarihindeki önemli isimlere göz atacağız. Ayrıca, kuantum mekaniği, görelilik, yapay zeka ve uzay-zaman gibi heyecan verici konuları da keşfedeceğiz. Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile fizik hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek için bu videoyu kaçırmayın! Bilimi ve evrenin sırlarını keşfetmeye hazır mısınız? 00:00 Giriş 06:57 Bohr-Kramers-Slater(BKS) teorisi 07:46 Einstein'ın BKS teorisine eleştirileri 13:33 Schrödinger'in dalga mekaniği 18:11 Solvey Konferansı 22:50 Schrödinger ve Goudsmit 43:15 Kapanış
Ekim 23, 2025
Yapay zekanın hızlı gelişimi görseli
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Ethem Alpaydın & Prof. Dr. Emrah Safa GürkanYapay zekanın hızlı gelişimiSiemens “Geleceği Merak Edenlere” mottosuyla programımızdaki sponsorluğuna devam ediyor. Teke Tek Bilim programımızın tarih, bilim felsefesi, inovasyon ve keşiflerle dolu yolculuğunda, Siemens mühendisliğinin gücünü ve Siemens teknolojisinin getirdiği olanakları kullanarak dünyamızı daha iyi bir yer haline getirme çabasını hep birlikte deneyimliyor olacağız. Siemens’in yeni kahve makinesi EQ900 Plus, farklı kahve çekirdeklerini birbirine karıştırmamak için özel olarak hazırlanan çift çekirdek haznesi ve 32 farklı çeşit dünya kahvesiyle Teke Tek Bilim programımıza keyif ve lezzet kattı. #işbirliği 00:00 Giriş 01:04 Yapay zekanın hızlı gelişimi 09:28 Yapay zeka hayatımızdaki sosyal ve ekonomik şartları değiştirebilir mi? 13:35 Yapay zekanın hiç yapamayacağı şeyler olacak mı? 19:17 Yapay zeka çok mu hızlı gelişti? 20:34 Yapay zeka bu kadar hızlı gelişmeye devam eder mi? 23:42 Yapay zekada sezgi var mı? 26:15 Yapay zeka sonsuza kadar kendini evrimleştirebilir mi? 29:17 Türkiye olarak yapay zekada ne durumdayız? 35:40 Üniversitelere ayrılan fonlar üniversiteye uzun vadede zarar verir mi? 45:30 Bilimde ve yapay zeka konusunda Türkiye’den umutlu mu? 57:33 Kapanış
Ekim 19, 2025
"Oyunculukta mesele ödül olmamalı" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Bige Önal"Oyunculukta mesele ödül olmamalı"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 01:04 Annesi ve babası nasıl insanlar? 02:13 Ailesinin yaklaşımından ne gibi şeyler kazandı? 03:08 Manken bir annenin kızı olmak nasıl? 05:12 Kadınlar için yazılan rollerin azlığı hakkında ne düşünüyor? 06:35 Anne olmadığı halde bir anne rolünü oynamak nasıl bir tecrübeydi? 08:13 Canlandırdığı rollerle ödül kazandığında nasıl hissediyor? 08:57 İlk oyunculuk deneyimi nasıldı? 11:50 Ona gelen rolleri neye göre isteyip istemediğine karar veriyor? 13:55 "Bir Başkadır" ile platformlarda boy göstermek nasıldı? 15:01 Dizide çalışma temposu 17:44 Türkiye'de kadınların ruh halini nasıl görüyor? 18:55 "Buradayım İyiyim" seyirciyle ne zaman buluşacak? 19:33 Kadın izleyicilerden rolle ilgili ne gibi dönüşler aldı? 21:18 Bir oyuncunun birilerinin elinden tutması onun için bir görev midir? 22:34 Projelerin türlerinin farklı olması onu etkiliyor mu? 24:19 Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer'le çalışmak nasıl bir his? 26:13 İleride yönetmenlik veya yapımcılık yapmayı düşünüyor mu? 27:20 Aklının bir köşesinde yapmak istediği bir hikaye var mı? 29:02 Sektörde kuşaklar arasında ne gibi farklar var? 31:05 Bir yere gittiğinde tanındığında şaşırıyor mu? 31:40 Sektörde bizi iyi yapan şey nedir? 32:15 Sosyal medyayla arası nasıl? 33:12 Yakında ne gibi projeler bizi bekliyor? 33:58 Kapanış
Ekim 19, 2025